HASTALARIN İSMİ POLİKLİNİK  SERVİS TABELALARINDA YA DA ODA KAPILARINDA YAZILABİLİR Mİ?

Kişisel veri; kimliği belirtilen veya belirtilebilen gerçek kişi ile ilgili tüm bilgilerdir.Kişisel Sağlık Verilerinin Mahremiyetinin Korunmasına İlişkin Yönetmelikte de kişisel sağlık verisini bilgiden yola çıkarak tanımlanmış ve kimliği belirli ya da belirlenebilir gerçek kişiye ait tüm sağlık bilgileri olarak tanımlanmıştır.

Kişisel verilerin açıklanması suçu 765 sayılı eski Türk Ceza Kanununun 198.maddesinde ayrı bir madde ile tanımlanmış iken 5237 sayılı TCK’da “Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar “alanında “Verileri hukuka aykırı olarak verme “suçunun içinde düzenlenmiştir. 5237 sayılı TCK’da “Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar “başlığı altında kişisel verilerin kaydedilmesi (TCK m.135),verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme (TCKm.136) ve verileri yok etmeme (TCK m.138) suç olarak düzenlenmiştir. TCK m.137.madde nitelikli hal olarak düzenlenmiş,özelliklebelli bir mesleğin sağladığı kolaylıkla suçun işlenmesi cezada artırım nedeni olarak düzenlenmiştir.

Ancak bu suçun istisnası TCK m.280 dir.Nedir bu? Bu sağlık personelinin bildirim yükümlülüğü maddesidir. Sağlık meslek mensuplarına yüklenene ihbar mükellefiyeti zaruret hali olarak açıklanmakta ve eğer kişisel verilerin verilmesi karşısında daha büyük bir menfaat elde edilecek ise verilerin verilmesinden dolayı sağlık çalışanı TCK 136 ya göre sorumlu tutulamayacaktır.

Türk Medeni Kanununun 23-24-25. maddelerinde düzenlenen kişilik hakkı, kişiyi kendi rızası ile dışarıdan gelen saldırılara ve rızası olmaksızın yapılan tüm saldırılara karşı korumuştur.Örneğin kişinin konuşmalarının kayda alınması,isminin rızası dışında ilan edilmesi hem kişisel veri hem de kişilik hakkı ile ilgilidir. Bu nedenle birey , fotoğraflarının nerede yayınlanacağına, ses kaydının kullanılıp kullanılmayacağına, adının panoda ilan edilip edilmeyeceğine tamamen kendisi karar vermelidir.

Hasta hakları Yönetmeliğinin 23.maddesinde Sağlık hizmetleri verilmesi sebebiyle edinilen bilgiler,kanun ile müsaade edilen haller dışında hiçbir şekilde açıklanamaz. Kişinin rızasına dayansa bile,kişilik haklarından bütünüyle vazgeçilmesi,bu hakların başkasına devri veya aşırı şekilde sınırlanması neticesini doğuran hallerde bilginin açıklanması,bunları açıklayanların hukuki sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Hukuki ve ahlaki yönden geçerli ve haklı bir sebebe dayanmaksızın hastaya zarar verme ihtimali bulunan bilginin ifşa edilmesi,personelin ve diğer kimselerin hukuki ve cezai sorumluluğunu gerektirir.

Son zamanlarda kamu Ya da özel hastanelerde polikliniklerde ya da yatış servislerinde  digital ya da yazı ile hastanın ismi ya da teşhisi gibi bir çok bilgi herkesin görebileceği bir biçimde paylaşılmaktadır. Yine hekimin bilgisayarını açık bırakıp,hastalarına vizit yapmaya gitmesi halinde ya da hastaya ya da yakınlarına hastanın tedavisi ile ilgili bilgi verirken,kalabalık bir ortamda yüksek sesle konuşmasıolası kastla bu suçun işlenebileceğini gösterir.Hatta hasta isimlerinin muayene odalarında dijital ekranlarda yazması dahi suçtur.Birçok hastanede dijital ekranlar kurulmuş ve dijital ekranlara muayene olacak hasta ismi ve sırası gibi bilgiler herkesin göreceği şekilde bölümler bulunmaktadır.Üçüncü kişiler ya da tedavi ile ilgili olmayan diğer hekimler,o gün o hekime hangi hastaların geldiğini ve hastaların hastalığı ile ilgili kısmi bilgilere vakıf olabilmekteler ve bu da TCK m136 kapsamında suç oluşturmaktadır.

Bu nedenle bunlar ile ilgili olarak hastadan önceden aydınlatılmış yazılı onam almadan hasta isimlerinin poliklinik ekranlarında yazılması ya da serviste yatan hastaların hasta odalarında ya da servislerde isim soyad ve hastalıklarının yazılması TCKna göre suç teşkil etmektedir.

Sorularınız için 

Whatsapp:  0532.254 03 59 

sedefkarsedef@yahoo.com