Özel Gaziantep Sevgi Hastanesi Kulak Burun Boğaz (KBB) Doç.Dr.Fatih ÇELENK, Laringofaringeal Reflü (Sessiz Reflü) hakkında okuyucuları bilgilendirdi. Yaygın bir hastalık olan reflünün iki türü bulunmaktadır ve bunların tedavisi farklıdır. Reflü gelişimi, uzun bir zaman almakta ve tedavisi için günümüzde pek çok yeni yöntem kullanılmaktadır.

Mide asitinin yukarı doğru çıkması (reflü) ile ilgili sorunlar toplumun önemli bir kısmını etkilemektedir. Mide asitinin boğaz bölgesine doğru gelmesini engelleyen bazı doğal bariyerler vardır. Bunlar yemek borusunun alt ve üst ucundaki kas kapakları ve yemek borusunun tükürük ve yer çekimi yardımıyla temizlenmesidir. Bu bariyerlerde sorun olursa mide içeriği yemek borusuna, gırtlak ve boğaz bölgesine çıkar ve bu bölgelerde hasara yol açar.

Klasik reflü olarak bilinen Gastroözefagial reflü (GÖR) mide asitinin yemek borusuna doğru gelmesi olarak tanımlanır  ve hastalar mide yanması ve hazımsızlık şikayetleri ile başvururlar. Laringofaringeal Reflüde (LFR) mide içeriği GÖR’den farklı olarak gırtlak ve yutak bölgesine doğru gelir. LFR, GÖR’den tamamen farkı bir klinik durumdur.(Tablo 1) LFR’de GÖR’ün aksine mide yanması, karın ağrısı ve hazımsızlık gibi şikayetler nadirdir. LFR’de en sık semptomlar aşırı boğaz temizleme, öksürük, ses kısıklığı ve boğazda yumru hissidir. (Tablo 2) LFR hastalarının yarısından fazlasında ses sorunları mevcuttur. Ses bozuklukları genellikle değişkendir; sabahları başlar ve gün içinde azalır. LFR’nin belirtileri rahatlıkla basit bir boğaz enfeksiyonu (farenjit) ile karışabilir. Aslında kronik farenjit tanısı alan hastaların büyük çoğunluğunda LFR mevcuttur. Öte yandan, LFR’nin zamanında tanı ve tedavisi oldukça önemlidir çünkü bu hastalık gırtlak iltihabı (larenjit), nefes borusu darlığı (subglottik stenoz), gırtlak kanseri ve ses teli sorunları gibi ciddi hastalıklara yol açabilir.  

LFR’nin tanısında kullanılan yöntemler arasında detaylı şikayet analizi, endoskopik boğaz ve gırtlak muayenesi ve asit monitorizasyonu yer almaktadır. Bir KBB hekimi tarafından gırtlak ve boğaz bölgesi endoskop  yardımıyla görüntülü olarak muayene edilmelidir. Bu bölgelerdeki bazı bulgular LFR tanısı için önemlidir. Hastaların belirtilerini değerlendirmek için dokuz soruluk “Reflü Semptom İndeksi” kullanılmaktadır. 

(Tablo 3) Bu indekste 13 veya üzeri sonuç çıkması LFR tanısı için oldukça değerlidir. 

LFR’nin tedavisinde ilk sırayı diyet ve yaşam tarzındaki değişiklikler alır. Kilo vermeye çalışılmalı, sigara bırakılmalı, alkolden kaçınılmalı ve yatmadan önce yemek yenilmemelidir. Kafein (kahve), çikolata, gazlı içecekler, yağlı yiyecekler ve baharatlar diyetten çıkarılmalıdır. LFR tedavisinde mide asitini baskılayıcı ilaçlar kullanılmaktadır. (Tablo 4) GÖR’den farklı olarak LFR’de daha agresif ve uzun süreli tedavi gerekmektedir. Hastaların çoğunda 3 aylık tedavi sonunda şikayetler azalmaktadır. LFR’de cerrahinin rolü tartışmalıdır. 

HABER : Kemal KÖKTEN