Özel Gaziantep Sevgi Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Yrd.Doç.Dr. Cem ORUÇ ’’Obezite Cerrahisi hakkında birbirinden önemli bilgiler verdi. Obezite cerrahisi kısaca sağlık problemleri oluşturacak ağırlıkta, diyet ve egzersiz gibi metodlarla çözülememiş aşırı kilo sorununun çözümü için sindirim sistemi üzerinde uygulanan bir grup cerrahi yöntemi içeren bir terim olduğuna dikkat çekti.
Obezite, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından “Sağlığı bozacak ölçüde vücutta anormal veya aşırı yağ birikmesi” olarak tanımlanmaktadır. Obezite; tedavi edilmediği takdirde yan etkileri ile yaşam süresini kısaltan, yaşam kalitesini bozan, doku ve organları olumsuz etkileyen kronik bir hastalıktır.
Günümüzde obezitenin en sık nedenleri arasında dengesiz beslenme bulunmaktadır. Aşırı yeme, karbonhidrat ve yağdan zengin beslenme; özellikle işlenmiş, yoğun enerjili gıdalara kolay ulaşım ve sonucunda fazla kalori almak, yetersiz fiziksel aktivite başlıca nedenler arasında sayılmaktadır.
Obeziteyi tanımlama ölçütü olarak pratikte genellikle vücut ağırlığının (kg), boy uzunluğunun metre cinsinden karesine bölünmesiyle bulunan “Beden Kitle İndeksi (BKİ)” kullanılır.
Bir bireyde BKİ>30 kg/m2 ise birey Sınıf I obez olarak değerlendirilir. BKİ 35 kg/m2’in üzerinde Sınıf II bireyler şiddetli obez , BKİ >40 kg/m2 olan Sınıf III bireyler morbid obez, BKİ >50 kg/m2 olan Sınıf IV bireyler süper obez olarak değerlendirilir. Hastalar şiddetli obez sınıfından itibaren cerrahinin hedef kitlesi haline gelmektedir.
Obezite tedavisinde amaç kilo verilmesinin sağlanması ve eşlik eden hastalıkların tedavisi ve önlenmesidir. Bu amaçla hastalara hastalık şiddetlerine göre
• Beslenme tedavileri • Fiziksel aktivite tedavileri
• İlaç tedavileri
• Cerrahi tedaviler
uygulanmaktadır.
Hastaların gıda alımlarının veya besin emilimlerinin ya da her ikisinin birden azaltılması amacıyla sindirim sistemlerine cerrahi müdahalede bulunulmasına “obezite cerrahisi” ya da “bariatrik cerrahi” denilmektedir. Cerrahinin ana hedefleri fazla kiloların kaybı > 50%, Düşük cerrahi morbidite ve mortalite ve uzun dönem düşük yan etkidir.
Cerrahi sonrası dönemde beslenme önerilerine uyması ve egzersizlerine devam etmesi sağlıklı kilo vermede önemli olduğu gibi kilo vermenin korunması için kişinin yaşam tarzını kalıcı olarak değiştirmesi ameliyatlardan sonraki dönem için oldukça önemlidir.
Obezite Cerrahi kimler için uygundur
• 18-60 yaş arası (Bu yaş aralığı dışında kalan hastalar ayrıca ele alınmalıdır.)
• Öncesinde düzenli medikal tedavi, diyet ve egzersiz gibi cerrahi dışı tedavi yöntemleri işe yaramayan
• Alkol- uyuşturucu bağımlılığı ve ciddi psikiyatrik problemi olmayan ;
• BMI > 40 kg /m2 Morbid obez ve süper obez hastalar,
• BMI 35-40 kg/m2 + obezite ile ilişkili ek hastalık ( Hipertansiyon , Tip 2 diabet, Hiperlipidemi, Uyku apnesi, Ciddi eklem problemleri,..) sahibi hastalar cerrahi olarak tedavi gereken hastalardır.
Medikal veya diğer yöntemlerle yoğun tedavi görmüş ve BKİ değeri ameliyat gerektiren düzeyin altına düşmüş hastalar için cerrahi yapılamaz değildir. Aynı kilolara tekrar dönme olasılığı yüksek olan ve ya kaybettiği kilolarını tekrar alan bu hastalara da obezite cerrahi gereklidir.
Obezite Ameliyatları:
Obezitenin cerrahi tedavisinde iki yol ile kilo kaybı sağlanır. Bunlardan birincisi yenilen yemeklerin miktarını azaltmayı hedefler. Bu tip ameliyatlarda mide hacmi küçültülür. Mide bandı ve tüp mide ameliyatları bu grup ameliyatlardandır.
İkinci yol ise alınan gıdaların emilimini azaltmayı hedefler. Bu tip ameliyatlar değişik uzunluklarda ince barsağı gıda geçişine kapatır. Bu amaçlarla çok sayıda ameliyat yöntemleri uygulanmaktadır (Mini Gastrik Bypass, R-Y Gastrik Bypass, Biliopankreatik Diversiyon/Duodenal Switch, Duodenojejunal Bypass/Sleeve Gastrektomi) tarihçe uzadıkça ameliyat çeşitlilikleri artmaktadır.
Hangi hasta için hangi ameliyat yöntemin ideal olduğuna dair yeterli kanıt bulunmamaktadır. Ancak ameliyat öncesi değerlendirmede bazı faktörler operasyon seçimimizi etkileyebilir:
- BKİ
- Yaş
- Hasta beklentileri ve hedefleri
- Cinsiyet
- Şeker hastalığı varlığı (Tip2)
- Dislipidemi
- Düşük IQ
- Reflü hastalığı
- Sürekli atıştırma problemi
- Hiatal Herni varlığı
- Vücut Yağ dağılımı
Mide Kelepçesi Ameliyatı
Laparoskopik yöntemle yapılan bu ameliyatta midenin üst kısmında küçük, alt kısmında büyük bölüm olacak şekilde, şişirilebilir bir bant takılarak fonksiyonel olarak midenin ikiye bölünmesi esasına dayanan ve alınan gıdaları kısıtlamaya yönelik yapılan bir obezite ameliyatıdır.
Kelepçeye bağlı komplikasyon yüksekliği ve kilo kontrolündeki başarının %50’lerde kalması ve ciddi hasta uyumu gerektirmesi işlemin negatif özellikleridir. Sonuçları yüz güldürücü olmadığından uygulama sıklığı giderek azalmıştır.
Tüp Mide Ameliyatı
Mide küçültme olarak da bilinen tüm mide ameliyatı; gıda alımını kısıtlayıcı ameliyatlardan biridir. Ancak bilimsel çalışmalarda ince barsak kaynaklı insulin duyarlılık hormonlarını önemli derecede aktive ettiği kanıtlanmıştır. Bu nedenle sadece kısıtlayıcı bir ameliyat şekli olarak ele alınması doğru değildir.
Tüp mide ameliyatı Kapalı yöntemlerle midenin uzunlamasına %75-80’inin çıkarılması işlemidir, ve yalnızca bir obezite uygulamasıdır. Bu yöntemin bir avantajı da şudur ki; obezite cerrahisi geçiren hastaların yaklaşık % 10 unda gerek yeterli kilo verememe gerekse verilen kiloların tekrar alınması nedeniyle ikinci ameliyat gerekebilmektedir. Tüp mide ameliyatı yapılan hastalarda ikinci ameliyat şansı olabilmektedir ancak ileride bahsedeceğimiz gastrik bypass ameliyatları yapılan hastalarda bu pek mümkün olamamaktadır.
Çoğu merkezde ‘şeker ameliyatı‘ olarak lanse edilmesine rağmen obez Tip 2 diabet hastalarında dahi diabet kontrol oranları %50-55 aralığındadır. Diabet için uygulanan cerrahi yöntemleri Metabolik cerrahi başlığı altında daha sonra ayrıntılı olarak bahsetmeyi düşünmekteyiz.
Gastrik Bypass
Çok hacimli yiyen ve çok karbonhidrat tüketen hastalarda çoğunlukla tercih edilen, en eski obezite cerrahi yöntemlerinden biridir. Hem alınan gıdaları kısıtlar hem de alınan gıdaların emilimini azaltıcı kombine ameliyatlar grubuna girmektedir.
Bu operasyon sırasında midenin büyük bölümü atlanır ve küçük hacimli bir mide oluşturulur ve oluşturulan küçük hacimli mide ince bağırsaklara bağlanır.
Gastirk Bypass, Mide küçültme ve mide kelepçesi ameliyatları haricinde kullanılan başka cerrahi yöntemler de bulunmaktadır. Duodenal Switch bu yöntemlerden biridir. Ancak bu ameliyat oldukça beceri istediğinden sayılı cerrahlar tarafından gerçekleştirilebilir. Hem kilo kontrolü açısından hem de diabet kontrolü açısından obez Tip 2 Diabet hastalarında uzun dönem başarı oranları %90’ın üzerindedir. Ancak alınan bu pozitif etkinin yanında hastaların ömür boyunca demir, mineral ve vitamin bağımlısı olması, bunu yanında emilim bozukluğuna bağlı tuvalet alışkanlıklarındaki değişiklik en önemli sosyal problemleridir.
|