Bizler yaşlanınca gözlerimiz de yaşlanırlar. 45-50 yaşlarında bu durumun ilk emarelerini
görürüz. Bir sabah uyandığımızda akıllı telefonumuzdaki minicik yazıları artık göremediğimizi
saptarız. Daha önce hem uzağı hem yakını gören gözlerimiz artık yakını göremez olmuştur.
Uzağı yakını net gösteren gözlükler veya kontakt lenslerle cebelleşir dururuz. Radikal bir
kararla, gözümüzün içine kalıcı taktıracağımız akıllı lensler ile bu durumdan kurtulabiliriz.
Gözlük derecelerimiz sık değişiyor ise yeni yeni şeker hastası oluyoruz demektir. Şeker
hastalığı gazi şehrimizde her 6-7 insandan birinde gözlenebiliyor.
İki gözümüzü ayrı ayrı değerlendirmeliyiz. Mevcut durumlarındaki farklılık arzetmesi önem
taşır. Yaşlanan insanların göz damar sistemlerinde daralmalar, tıkanıklıklar meydana
gelebilir. Ani veya ilerleyen, kalıcı veya tekrarlayan, ağrılı veya ağrısız görme kayıplarımızın
takibi için bir göz doktorumuzun olması gerekir.
Gözümüzün üzerinde veya kapaklarımızda sonradan ortaya çıkan kitleler (tümör) başımızı
ağrıtabilir. Gözümüz öne doğru itilmiş gibi görüyor ise bir guatr muayenesi olmalıyız. İleri
yaşlarda mutlaka göz bebeği büyütülerek arkaya saklanmış bir kitle muayene ile saptanabilir.
Bunların hepsi erken tespit edildiğinde gözlerimiz zarar görmeden tedavi edilir.
Gözlerimizden biri birgün ağrılı bir şekilde görmesini yitirdiğinde bu diğer gözümüzün de
tehdit altında olduğunu gösterir. İleri yaşlarda Parkinson veya Alzheimer hastalıklarında göz
sinir ağımız da zayıflar incelir.
Çift görmelerimiz ani kapak düşüklüğümüz göz kaslarımızda yeni oluşan bir felcin göstergesi
olabilir.
Yaşlanırken biz hissetmeden gözümüzün sertliği, tansiyonu artabilir. Bu durum
önemsenmezse veya tespit edilmezse görme alanımız geri dönmeyecek bir şekilde daralabir.
Ufak bir borudan görür durumuna gelebiliriz.
İleri yaşlarda göz kapaklarımız düşebilir. Kirpiklerimiz göze temas edebilir. Kapak derimiz
esneyip sarkabilir. Alnımız şakaklarımız kırış kırış olabilir. Görmemizi ve moralimizi bozan bu
estetik kusurlar-hastalıklar cerrahi ve enjeksiyonlar ile tedavi edilir.
İleri yaşlarda merkezi görmemiz düzensizleşebilir. Sarı noktamızın dejenere olmasını
geciktirebiliriz; yürüyüşler, sağlıklı ve dengeli beslenme, zararlı alışkanlıklarımızdan ve fazla
kilolarımızdan kurtulmamız gerekir. Hastalık ilerlediğinde hayatınızın sonuna dek bir göz
doktoru eşliğinde yaşlanmanız icap eder.
Kaçınılmaz son; çoğumuz şu veya bu sebeple ama en çok da yaşlanırken katarakt
hastalığına yakalanırız. Katarakt ameliyatına karar verilmeden önce özellikle ön mercek
“kornea” iyice muayene edilmelidir. Astigmat ve doku dejenerasyonu tespit edilebilir. Arka
sinir tabaka “retina” değerlendirilmelidir. Retina tomografileri çoğu zaman anjio yapmadan
sarı noktanın sıhhatini gösterebilmektedir. Katarakt fazla bekletildiğinde ameliyatı daha zor
ve sıkıntılı olacaktır. Bazı durumlarda göz ultrasonu çok faydalı bilgiler verir. Ameliyat kararı
verdikten sonra “doktorumuz sormasa bile” kullandığınız tüm ilaçları göz doktorumuzla
paylaşmalıyız.
Yaşlanmak kaçınılmazdır. Önemli olan sağlıklı ve konforlu bir yaşlılık sürecinin geçirilmesidir.
Görme dış dünya ile irtibatımızın kurulduğu en önemli yoldur. Diğer duyuların çok önündedir.
Gözlerimize gözümüz gibi bakalım.
Prof. Dr. İbrahim ERBAĞCI
Özel Net Göz Tıp Merkezi
Muayene Tetkik Lazer Cerrahi
|