Anasayfaya Dön
Bize Yazın
Video Galeri
Facebook
Twitter
Instagram

 
OBEZİTE

12.09.2017   26759
Facebook Paylaş
 
 
 


Şişmanlık ya da obeziteyi Dünya Sağlık Örgütü (WHO) , ‘Sağlığı bozacak ölçüde yağ dokularında anormal ya da aşırı miktarda yağ birikmesi’ olarak tanımlamaktadır. Eski kuşaklar ‘ bir dirhem et, bin ayıbı örter!’ derken, günümüzde obezitenin;

  • Kardiyovasküler hastalıklar( düşük HDL, hipertrigliseridemi, küçük yoğun LDL artışı fibrinolitik anomaliler, aterotromboskleroz) ; varisler, koroner kalp hastalığı, hipertansiyon,inme,
  • Şeker hastalığı (tip 2 diyabet),
  • Rahim,meme prostat ve kalın bağırsak kanserleri,
  • Osteoartrit ( romatizma)
  • Uyku-apne sendromu ( uykuda solunumun durması ve oksijen yetmezliği),
  • Doğum zorlukları
  • Polikistik over sendromu (yumurtalık kistleri),
  • Gastrointestinal sistem bozuklukları ( reflü özefajit, hiatal herni, safra taşı, hepatosteatoz (karaciğer yağlanması) ve steatohepatiti)
  • Depresyon gibi hastalıklar için çok önemli risk faktörü olduğu kesin olarak gösterilmiştir.

Obezitenin tanınmasında ve belirlenmesinde pek çok yöntem olmasına rağmen , tanı koymak için basit bir gözlem genellikle yeterlidir. Artık obezitenin tipini belirlemek için vücut kitle indeksi (VKİ) ve bel çevresi ölçümü yapmaktayız.

VKİ kilogram cinsinden vücut ağırlığının, metre cinsinden boyun karesine bölünmesiyle [(Vücut ağırlığı /boy2)] kolayca hesaplanabilir ve birimi kg/m2 dir.

VKİ’nin 18.5 kg/m2 den küçük olması zayıflıktır.18.5-25 kg/m2 olması normal kabull edilmektedir.

25-30 kg/m2kilo fazlalağı toplu güzbüz ya da preobez olarak kabul edilir.Otuz kg/m2’den büyük VKİ ise obeziteyi gösterir.Obezite evre I (VKİ 30-40)  evre II (VKİ 40-50) ve evre III (VKİ 30-40) evre II (VKİ 40-50) ve evre III (VKİ 50)olarak alt sınıflara ayrılabilir.

VKİ’ nin önemli bir eksikliği vücut yağ dağılımı hakkında bilgi vermemesidir.Çünkü yalnızca yağ dokusunun artışı değil aynı zamanda bu artan yağ dokusunun nerede biriktiği de önemlidir.Çünkü deri altında ve özellikle kalça bölgesinde biriken yağ dokusu (armut tipi obezite kadın tipi şişmanlık) obezite ile ilişkili  hastalıklarla cok sık ilişki göstermezken yağ dokusunun göbek bölgesinde birikmesi olan elama sıkı ilişki göstermezken yağ dokusunun göbek bölgesinde birikmesi olan elma biçimli obezite yada diğer adıyla erkek tipi şişmanlık hastalıklar açısından daha fazla risk oluşturmaktadır.Bel çevresinin erkeklerde 102 kadınlarda 88 santimetrenin üzerinde olması (Uluslararası Diyebet Federesyanu IDF-2005’de bu rakamları 94 ve 80 cm’ye çekmiştir)kardiyovasküler hastalık ve şeker hastalığıriski ile ilişkilidir.

Yani şeker hastaliği (Tip 2 diyabet )için ailede şeker hastalarının bulunması ve kilo fazlalığı riski arttırmaktadır.Özellikle yeniden vurgulamak gerekirse kilo kadar önmeli bir başka faktörde yağın vücutta daha çok nerede toplandığıdır.

ŞİŞMANLIK VE DOĞURGANLIK İLİŞKİSİ

Fazla kilolu yada obez olmak kadınlarda doğurganlığı azaltabilir.Hamilelik gerçekleştikten sonra da fazla kilo gebelik sırasında riskleri arttırabilir.Kilo verilmesi hem doğurganlığı hem de sağlıklı bir gebeliğe ulaşma şansını arttırır.

ŞİŞMANLIĞIN DOĞURGANLIĞA NEGATİF ETKİLERİ ŞÖYLE ÖZETLENEBİLİR :

  • Adet düzensizliği
  • İnfertilite (kısırlık) ihtimalinin artişı
  • Düşük riskinin artışı
  • Yüksek tansiyan riskinin artışı
  • Gebelik sırasında şeker hastalığı riskinin artışı
  • Gebelik sırasında idrar yolu enfeksiyonu riskinin artışı
  • Sezeryanla doğum riskinin artışı
  • Prematür bebek doğurma riskinin ve bebek ölüm riskinin artışı
  • Bebeklerde omurilik ile ilgili gelişim bozuklukları (sıklıkla nöral tür defektleri örne:spina difida)riski artar.
  • Fazla kilolu bebek doğurma riskinin artışı ki düşük kan şekeri görülebilir.Buda beyin beyin hasarı ve epilepsi nöbetleriyle ilişkili olabılır .
  • Doğum süresinin artışı doğum sonrası kanama miktarının artışı
  • Doğum sonrasında ciltte dikiş yerlerinde rahim ağzında yara enfeksiyonu rahim zarınada iltihap ve idrar yollarında enfeksiyon riskinin artışı

KİLO VERMENİN DOĞURGANLIĞA FAYDALARI

  • Yüzde 5-10’luk kilo kaybına bile dramatik bir şekilde yumurtlama ve gebelik şansını arttırmaktadır.
  • Gebelik sırasında şeker hastalığı yüksek tansiyon ve kalp hastalığı ile ilgili karşılaşma oranı düşer
  • Kendine güven duygusunu geliştirir.
  •  

NASIL KİLO VERMELİ

Obez kişilerin çoğu hızlı ve kolayca zayıflamayı isterler.Gercekte ise bu o kadar kolay değildir ve başarılamadığından dolayı hastalar arasında motivasyon eksikliğine bağlı tedaviyi bırakma oranı veya nüks sıktır.Bu yüzden daha tedavi başlangıcında gerçekçi hedefler belirlenmelidir(6 ayda maksımum %10-15 kilo kaybı gibi)Yani ayda 4-6 kilonun üzerinde bir hedef koymak hem çok zorlayıcı olabilir hemde sağlıklı bir yaklaşım değildir.

Kaldı ki, vücut ağırlığında %10 kadar bir azalma bile risk faktörlerinin belirgin olarak azalmasını sağlar. Örneğin yağ dokusundaki 1 kg’lık azalma sistolik kan basıncında 2 mmHg, diyastolik kan basıncında ise 1 mmHg kadarlık bir düşme sağlar ki, bu sonuç, etkili bir tansiyon düşürücü ilacın sağladığı kadar düşmme anlamına gelir.

Kilo vermek kadar verilen kilonun idamesinin sağlanması da tedavi için çok önemlidir, çünkü kilo veren kişilerin %95’inden fazlası yeniden kilo almaktadır. Kilonun korunması, uzun süreli alışkanlık-davranış değişikliği, dengeli ve sağlıklı beslenme ve fiziksel aktivitenin arttırılmasına bağlıdır. Bu amaca yönelik olarak tedavide ana nokta enerji alımının azaltılması ve enerji harcanmasının arttırılmasıdır.

Kilo Vermeye Destek Tedaviler Nelerdir?

Aslında yemek yemek, en temel içgüdümüzdür. Beynimizdeki ‘Doyum merkezi’ yani nucles accumbens, temel dürtülerimizin tatmini sonrası bize keyif-tatmin-doyum hissini veren merkezdir. Bu merkez, besini görmek, onu elde etmek için hareket planı ve strateji belirlemek; sonrasında besini ağza alıpçiğnemek ile aktivite olur. Bu aşamada normalde, doyum merkezi uarılır ve tatmin hissi oluşur; yani yamak yamaktan alınan keyifle beraber “tatmin olma hissi” de vardır. Böylece hayatta kalmak için gereken enerji de sağlanmıştır.

Ancak modern hayatın getirdiği dtresler, vücutta ‘kortizol’ün gereğinden fazla ve/veya gereksiz salgılaması sonucunda, kortizol’e bağlı ‘açlık hissi’ oluşturur.

Doğal yaşamımızın bir parçası ve gereği olarak, bir aktivasyon sırasında salgılanan kortizol, şeker metabolizmasını kısa süreli olumlu etkilerden stresin artması ile artık, aşırı bir şeker isteğine sebep olur. Bu aşamada gereksiz yere uyarılan doyum merkezimiz, ‘tatmin hissini’ algılamamıza yardımcı olamaz. Yani kişide doyma hissi-tatmin-haz alma-kavramı, bu noktada artık oluşmamaktadır.

Dengeli ve kişiye özel bir diyet programı ve fiziksel egzersiz kadar kritik bir katkı da ‘tamamlayıcı tıp’ yaklaşımları ile sağlanmaktadır. Strese ve ‘doyum merkezi’ne yönelik akapunktur, nöral terapi, EFT ve NPL gibi yaklaşımlar hormonal dengeyi düzelttiği gibi aşırı yeme isteği ve doymam hissinin de önüne geçilmesini sağlar.Farkındalığı artan kişide bilinçaltı seviyesindeki etkileriyle uyguladığımız farklı tamamalayıcı tıp yaklaşımları hem stresi azaltır hemde açlık tokluk metabolizmasını dengeler.

Son yıllarda akupunturun, yağ hücrelerinden ‘leptin’ salgısını uyardığı gösterilmiştir. Akupunkturun ‘vagus’ sinir aracılığı ile de mide ve barsaklardan ‘doydum’ mesajını, Nucleus Tractus Solitarius denilen ‘beyin sapı’ tokluk merkezine ulaştırdığını biliyoruz. Aynı zamanda akapunktur, açlık hissi oluşturan ve besin alımını arttıran NPY molekülünü de inhibe etmektedir. NPY beynin pek çok bölgesinde bulunur. Birçok obezitede beynin çeşitli bölgelerinde NPY’nin arttığı gösterilmiştir.

Ayrıca, Melatonin salgısının arttırdığı bilimsel olarak da gösterilen Akupunktur, özellikle otonom sinir sistemini regüle edici ve stres-kaygı-anksiyeteyi azaltıcı etkileriyle sağlıklı bir kilo verme programına uyumu da arttırmaktadır.

Böylece, modern hayatın getirdiği günlük stresi azaltırken, tamamlayıcı tıp yaklaşımları ve akupunktur etkisiyle ‘nucleus accumbens = doyma merkezi’nin yeterli ve dengeli uyarılması ile kişi, diyet programına uyum sağlayarak kolayca ‘TATMİN olmakta ve DOYMAKTADIR.’ Aynı zamanda, sağlıklı- dengeli beslenmeye geçişte yaşanabilecek ‘yoksunluk ve tatminsizlik’ sendromlarından da korunmaktadır.

Diyet diye özetlenen, beslenme içeriği de metoabolizmamız ve vücut sağlığımız açısından çok önemlidir. Özellikle mevsim meyve ve sebzelerinin, vitamin tabletlerinden çok daha değerli ve bizim vücudumuza uygun olduğunu hatırlatmak isterim.

Son söz ‘kakao’nun olsun J Son bilimsel yayınlar çikolatanın içerdiği kakaonun içindeki ‘proantosiyanidin’ molekülünün ‘kanser gelişimini’ önlediğini göstermektedir. Kakaonun içerdiği ‘polifenollerin’ emilimi sonucu, kanser hücrelerinin kendilerine yeni besleyici damar oluşturmak için gereken EGFR ( epidermal büyüme faktörü reseptörü ) düzeylerinde ani düşüşler olduğu tespit edilmiştir.

EGFR’nin , doğal bağışıklık sistemi , DNA sentezi ve hücre gelişimi- hücrelerin yayılması üzerindeki etkileri hala araştırılırken, EGFR’ yi keşfeden Stanley Cohen ve Rita Levi- Montalcini. 1986’da Fizyoloji dalında Nobel ödülü kazandılar.

Aynı zamanda %70 kakao içeren siyah çikolatanın, içindeki flavenoidler sayesinde kan pıhtılaşma elemanları olan trombositlerin bir araya gelmesini engellediği ve yumurtalıklarda kan akışını düzenlediği gösterilmiştir. Günlük 40 gram siyah çikolata yiyerek belli sitresimizi biraz daha azaltabiliriz. Ne dersiniz infertilite için keyifli bir tedavi önerisi değil mi?






TARİHİ HASTANEYE BAYRAM ZİYARE...

YEREL MEDYA BAKANIYLA BULUŞTU...

DÜNYA KADINLAR GÜNÜ KUTLANDI...

GAZİANTEP KİLİS TABİP ODASI FO...

“İş güvencesine kimse dokunama...

Ve bazı acılar asla azalmazmış...

TIP HAFTASI KUTLANIYOR...

ASİD GENEL BAŞKANI DR. YILDIRI...

Gastroenteroloji Uzmanı Prof.D...

Tüketici Hakları Derneği Başka...

DAĞLI: “HEKİMLİK MESLEĞİ; UZU...

14 MART TIP BAYRAMI MESAJI ...

Sn. Vali Yerlikaya'nın 14 Mart...

İnfluenza Virüsünün Mevcut Mut...

Dr. Ersin Arslan Eğitim ve Ara...

SEVGİ DOLU 8 MART...

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şim...

GÜLER YÜZLE GEÇEN OTUZ İKİ YI...

Çok Paydaşlı Sağlık Sorumluluğ...

Anne babalar, çocuğun yaşamınd...

Kent Konseyi Yönetimi Diş Hek...

SMART ECZANE Eğitimleri devam...

TARİHİ HASTANEDE GÜZEL SESLE...

SANKO ÜNİVERSİTESİ’NDE KONFERA...

PERİFERİK ARTER HASTALIĞI (PAH...

AKIN BEBEĞE HIZLI MÜDAHALE...

Lösemili Çocukların Hayalleri...

8 mart DÜNYA KADINLAR GÜNÜ kut...

Silahlı saldırıya uğrayan dokt...

Ülkemizin yarayan kanası : Çoc...

Prof.Dr. Levent ELBEYLİ MEDİC...

Prof.Dr. Mehmet AKSOY MEDİCAL...

Prof.Dr. Alper SEVİNÇ MEDİCAL...

NÖROLOJİ UZMANI Doç. Dr. Remz...

Estetik, Plastik ve Rekonstrük...

Çocuklarınızı orta kulak iltih...

OBSESİF - KOMPULSİF BOZUKLUK V...

Göznuru Göz Hastanesi Doktorla...

Estetik Göz Kapağı Ameliyatı ...

Kamu Hastaneler Birliği tıbbi ...

Göz Hastalıkları Uzmanı DR.OR...

“Memur-Sen’e Davet, Tercihimiz...

UMUDA REKOR BAŞVURU...

GAÜN’de Kanser etkinliği...

“Beş Dakika Muayeneye Hayır… H...

Vajinal Doğum ve Sezaryen......

SAĞLIKTA ÖLÇÜM VE DEĞERLENDİRM...

Doktorlar Survivor'a katılırsa...

Eski TTB Başkanı, 29 yıl görev...

Gaziantep Diş Hekimleri Odasın...

Kent Konseyi Sağlık Grubu Ta...

GAZİANTEP ÇOCUK HASTANESİNDEN ...

Sofia Beauty Business’dan SEVG...

ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ...

Prof. Dr. Mesut ÖZKAYA yeni gö...

Kılınç Göznuru’nda görevine b...

Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzma...

DÜNYAGÖZ GAZİANTEP ŞUBESİ’NDE ...

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ...

ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ’...

Nöroloji Uzmanı Uzm. Dr. Samiy...

CUMHURBAŞKANIMIZ Recep Tayyip ...

Önemli bir toplum sağlığı prob...

Bademcik İhmale Gelmez!...

Sağlıkçıların kreş sorunu çözü...

PROF.DR. İBRAHİM ERBAĞCI NETG...

Edebiyata, sanata ve kültüre ç...

ÖZEL HATEM HASTANESİ’NDE ÜNVAN...

SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ’NDE B...

ÇOCUKLARDA ŞAŞILIĞA DİKKAT!...

VEREM HASTALIĞINA DİKKAT...

Kardiyoloji UzmanıDoç. Dr. Sü...

MEDİCAL PARK GAZİANTEP HASTANE...

Kitap Tanıtımları ve Bir Başka...

İŞİTME ENGELLİ ANNELER İÇİN BE...

Kalp ve Damar Cerrahı Doç.Dr.A...

Hayat Kreş’den Görkemli açılış...

GAÜN’de endoskopik hipofiz cer...

GAÜN Tıp Fakültesi Öğrencileri...

ROBOTİK TEDAVİSİ UMUT OLUYOR...

MEDİCAL PARK ‘TA BEŞİNCİ TORUN...

25 yıl gecesi...

Özel Hayat Hastanesi deneyimli...

Genel Cerrahi Uzmanı Op.Dr.M.Y...

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Uzm....

Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzman...

DÜZENLİ JİNEKOLOJİK MUAYENE HA...

ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ ...

OKULOPLASTİK CERRAHİDE DOĞRU T...

Bebeklerde Göz Yaşı Kanal Tıka...

Diş Hekimleri Divan’da bir ara...

Vali Yerlikaya’dan El – Bab ga...

GAÜN Hastanesi’nin Acı Kaybı...

Doç.Dr. Bünyamin KISACIK MEDİC...

Prof. Dr. Ahmet Mesut Onat Mua...

SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ’NDE G...

BULUNMAYAN İLAÇ SAĞLIĞI TEHDİ...

Menopozal Problemlerde Güncel ...

Böbrek Sağlığınız İçin, Bol Su...



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10